Tepe Reklamı3

ERKEKLER; CİNSEL İŞLEV BOZUKLUĞU KABUSUNUZ OLMASIN!...



Eklenme Tarihi: 06/06/2022

ERKEKLER; CİNSEL İŞLEV BOZUKLUĞU KABUSUNUZ OLMASIN!...

Genel bir veri olarak üreme çağındaki her üç erkekten birinin yaşamları boyunca en az bir kez cinsel işlev bozukluğu ile karşılaştığı bilinmektedir.

Toplumumuzda çoğu erkek maalesef bu durumu bir sağlık sorunu olarak görmemekte ve hekime bu şikayet ile başvurmaktan kaçınmaktadır.

Oysa her 3 erkekten birinde görülen bu sorunun tedavisi mümkün…

 

Nasıl mı?

 

Atasam Atakum Tıp Merkezi Üroloji Uzmanı OP.Dr. Çağlar Yıldırım  Erkeklerde cinsel işlev bozuklukları ve tedavi yöntemlerini anlattı…

 

Cinsel işlev bozukluğu, her iki cinsiyet için de cinsel aktivite sırasında tatmin olmayı engelleyen herhangi bir sorun olmasıdır.

 

Organik veya psikolojik birçok faktörün rol aldığı bu süreçte istek, plato ve çözülme aşamalarının birisinde veya birkaçında oluşan sorun, cinsel işlev bozukluklarına yol açar.

 

Genel bir veri olarak üreme çağındaki her üç erkekten birinin yaşamları boyunca en az bir kez cinsel işlev bozukluğu ile karşılaştığı bilinmektedir. Görülme oranının bu kadar yüksek olmasına rağmen özellikle bizim toplumumuzda çoğu erkek maalesef bu durumu bir sağlık sorunu olarak görmemekte ve hekime bu şikayet ile başvurmaktan kaçınmaktadır.

 

Diğer yandan bu sorunu yaşayan erkeklerin, sorunlarını partnerleri ile bile konuşmaktan çekindikleri gözlenmektedir. İşte tam da bu noktada sorunun bir uzman tarafından doğru ve zamanında tanınması, hem çözümü kolaylaştırmakta hem de kişinin yaşam kalitesinin ciddi oranda artırılmasını sağlamaktadır.

 

CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI HER YAŞTA GÖRÜLEBİLİR

Erkeklerde cinsel işlev bozuklukları her yaşta görülebilse de özellikle yaşlandıkça sıklık artmaktadır. Erkekte bu sorunların başında boşalma sorunları (özellikle erken boşalma) gelirken, sertleşme sorunu ve cinsel istek azlığı da oldukça sık görülmektedir. Sorunlar tanımlanırken mutlaka altta yatan sebep doğru saptanmalı ve tedavi bunun üzerine bütüncül şekilde planlanmalıdır.

 

Düşük testosteron (erkeklik hormonu) düzeyleri,

Bazı depresyon ve yüksek tansiyon ilaçlarının kullanımı,

Damar sertliği gibi kan damarı bozuklukları,

Şeker hastalığı ya da geçirilmiş ameliyatlar nedeniyle oluşan sinir hasarı ya da inme,

Sigara kullanımı,

Aşırı alkol ya da bağımlılık yapıcı maddelerin kullanımı

Ve tabii ki obezite başlıca fiziksel etkenler iken;

Cinsel performans kaygısı.

Evlilik ya da ilişki problemleri,

Depresyon ya da suçluluk hissi,

Geçmiş cinsel travmaların etkileri,

Sosyal hayat nedenli stres ve endişe de başlıca psikolojik faktörler olarak sıralanabilir.

 

 

DOĞRU TANI NASIL KONULUR?

 

Hemen her sağlık sorununda olduğu gibi öncelikle işin uzmanı olan bir doktor tarafından alınan ayrıntılı medikal ve cinsel öykü, onu takip eden tam bir fizik muayene işin temelini oluşturmaktadır. Muayene sırasında hekim ile birlikte doldurulacak kimi ölçekler de çok değerli veriler sağlamaktadır. Sonrasında kan basıncı ölçümü, penis-testis-prostat muayenesi, kolesterol ve kan şekeri ölçümleri ile erkeklik hormonu seviyesinin belirlenmesi gibi tetkikler gerekebilmektedir. Ayrıca daha ilk değerlendirme aşamasından itibaren hastanın bizim kurumumuzda olduğu gibi ürolojinin yanında gereğinde psikiyatri ve endokrinoloji gibi diğer uzmanlarca eş zamanlı değerlendirilmesi işi daha da kolaylaştıracaktır.

 

PEKİ NE YAPMALI?

Öncelikle bu sorunlara sebep olabilecek etkenlerden uzak durmak önerilir. Yani yaşam şeklinin bu sorunlara neden olabilecek etkenlerden uzak kalacak şekilde şekillendirilmesi gerekmektedir. Problem daha ortaya çıkmadan önlem almak hem daha başarılı hem de daha az maliyetli bir yönetim şeklidir. Mümkünse fazla kilolardan kurtulmak, alkol alımının sınırlanması, sigaradan uzak durulması, Akdeniz diyeti gibi dengeli beslenme şekli, stres ve kaygıdan uzak yaşama ve cinsel partner ile doğru bir iletişim olmazsa olmazdır.

İşin tedavi kısmında ise asıl problemin ne olduğuna göre yapılacak işlemler de değişmektedir.

Örneğin en sık görülen cinsel işlev bozukluklarından olan erken boşalma sorunu doğru bir kaygı yönetimi ve destek olarak verilecek kimi ilaçlar ile tedavi edilebilir. Yıllardır kullanılan kimi antidepresan ilaçların yanında son zamanlarda sadece bu sorun için üretilmiş ve yalnızca ilişki öncesi kullanılan yeni nesil ilaçlar elimizi oldukça kuvvetlendirmiştir. Ayrıca boşalma süresinin uzatılması için lokal anestezik bazı kremler ve spreylerin kullanımı da oldukça popülerdir.

 

EREKTİL DİSFONKSİYON TEDAVİSİ

Konu erektil disfonksiyon yani sertleşme sorunu olduğunda tedavi şeması daha farklıdır. Hastanın yaşı ve ek sağlık sorunları göz önüne alınarak basamaklı bir tedavi yaklaşımı şuan tüm dünyada kabul görmüş vaziyettedir. Birinci basamak tedavide yaşam tarzı değişikliklerine ek olarak düzenli veya ihtiyaç halinde PDE5i ilaçlar alınması ve penise uygulanacak şok dalga tedavisi (ESWT) yer almaktadır. Bazen bu iki tedavinin birlikte uygulanması da gerekebilmektedir. Doğru hasta seçimi ile hastaların çoğu birinci basamak tedaviden fayda görürler.

 

ENJEKSİYON VE MUTLULUK ÇUBUĞU

Ancak kimi durumlarda işler biraz daha zor olabilir ve hastanın kendi penisine ilişki öncesi yapacağı enjeksiyonlar ikinci basamak tedavide yer almaktadır. Bu yöntem bazı hastalar için uygun olurken bazıları için maalesef çok uygulanabilir olmamakta ve uzun dönem sürekliliği sorun olabilmektedir. Sertleşme sorununun tedavisinde son basamakta ise bir cerrahi ve kalıcı yöntem olarak sertleşmenin yapay olarak sağlandığı penil protez (mutluluk çubuğu) ameliyatları vardır. Günümüz teknolojisi ile doğal olana oldukça yakın olan 2 veya 3 parçalı penil protez seçenekleri ile hastalar ömür boyunca istedikleri anda istedikleri kadar sürecek bir sertleşme deneyimi yaşayabilmektedirler.

 

İlk anda tedavi maaliyeti yüksek görünse de uzun dönemde alınacak diğer tedaviler ile karşılaştırıldığında penil protezler, doğru hasta seçimi ile çok daha avantajlı olabilmektedir.

Diğer bir cinsel işlev bozukluğu olan istek azlığında ise altta yatan etken erkeklik hormonu (testosteron) eksikliği veya endişe, depresyon, korku gibi psikolojik bir neden olabilir. Bu durumda ya hormon takviyesi ya da işin uzmanı olan bir psikiyatri doktoru ile planlanan psikolojik terapiler tedavide başarı sağlayacaktır.