ERKEKLER; CİNSEL İŞLEV BOZUKLUĞU KABUSUNUZ OLMASIN!...
Genel bir veri olarak üreme çağındaki her üç erkekten birinin yaşamları
boyunca en az bir kez cinsel işlev bozukluğu ile karşılaştığı bilinmektedir.
Toplumumuzda çoğu erkek maalesef bu durumu bir sağlık sorunu olarak
görmemekte ve hekime bu şikayet ile başvurmaktan kaçınmaktadır.
Oysa her 3 erkekten birinde görülen bu sorunun tedavisi mümkün…
Nasıl mı?
Atasam Atakum Tıp Merkezi Üroloji Uzmanı OP.Dr. Çağlar Yıldırım Erkeklerde cinsel işlev bozuklukları ve
tedavi yöntemlerini anlattı…
Cinsel işlev bozukluğu, her iki
cinsiyet için de cinsel aktivite sırasında tatmin olmayı engelleyen herhangi
bir sorun olmasıdır.
Organik veya psikolojik birçok
faktörün rol aldığı bu süreçte istek, plato ve çözülme aşamalarının birisinde
veya birkaçında oluşan sorun, cinsel işlev bozukluklarına yol açar.
Genel bir veri olarak üreme
çağındaki her üç erkekten birinin yaşamları boyunca en az bir kez cinsel işlev
bozukluğu ile karşılaştığı bilinmektedir. Görülme oranının bu kadar yüksek
olmasına rağmen özellikle bizim toplumumuzda çoğu erkek maalesef bu durumu bir
sağlık sorunu olarak görmemekte ve hekime bu şikayet ile başvurmaktan
kaçınmaktadır.
Diğer yandan bu sorunu yaşayan
erkeklerin, sorunlarını partnerleri ile bile konuşmaktan çekindikleri
gözlenmektedir. İşte tam da bu noktada sorunun bir uzman tarafından doğru ve
zamanında tanınması, hem çözümü kolaylaştırmakta hem de kişinin yaşam
kalitesinin ciddi oranda artırılmasını sağlamaktadır.
CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI HER
YAŞTA GÖRÜLEBİLİR
Erkeklerde cinsel işlev
bozuklukları her yaşta görülebilse de özellikle yaşlandıkça sıklık artmaktadır.
Erkekte bu sorunların başında boşalma sorunları (özellikle erken boşalma) gelirken,
sertleşme sorunu ve cinsel istek azlığı da oldukça sık görülmektedir. Sorunlar
tanımlanırken mutlaka altta yatan sebep doğru saptanmalı ve tedavi bunun
üzerine bütüncül şekilde planlanmalıdır.
Düşük testosteron (erkeklik hormonu) düzeyleri,
Bazı depresyon ve yüksek tansiyon ilaçlarının
kullanımı,
Damar sertliği gibi kan damarı bozuklukları,
Şeker hastalığı ya da geçirilmiş ameliyatlar nedeniyle
oluşan sinir hasarı ya da inme,
Sigara kullanımı,
Aşırı alkol ya da bağımlılık yapıcı maddelerin
kullanımı
Ve tabii ki obezite başlıca fiziksel etkenler
iken;
Cinsel performans kaygısı.
Evlilik ya da ilişki problemleri,
Depresyon ya da suçluluk hissi,
Geçmiş cinsel travmaların etkileri,
Sosyal hayat nedenli stres ve endişe de başlıca
psikolojik faktörler olarak sıralanabilir.
DOĞRU
TANI NASIL KONULUR?
Hemen her sağlık sorununda olduğu
gibi öncelikle işin uzmanı olan bir doktor tarafından alınan ayrıntılı medikal
ve cinsel öykü, onu takip eden tam bir fizik muayene işin temelini
oluşturmaktadır. Muayene sırasında hekim ile birlikte doldurulacak kimi
ölçekler de çok değerli veriler sağlamaktadır. Sonrasında kan basıncı ölçümü,
penis-testis-prostat muayenesi, kolesterol ve kan şekeri ölçümleri ile erkeklik
hormonu seviyesinin belirlenmesi gibi tetkikler gerekebilmektedir. Ayrıca daha
ilk değerlendirme aşamasından itibaren hastanın bizim kurumumuzda olduğu gibi
ürolojinin yanında gereğinde psikiyatri ve endokrinoloji gibi diğer uzmanlarca
eş zamanlı değerlendirilmesi işi daha da kolaylaştıracaktır.
PEKİ NE YAPMALI?
Öncelikle bu sorunlara sebep
olabilecek etkenlerden uzak durmak önerilir. Yani yaşam şeklinin bu sorunlara
neden olabilecek etkenlerden uzak kalacak şekilde şekillendirilmesi
gerekmektedir. Problem daha ortaya çıkmadan önlem almak hem daha başarılı hem
de daha az maliyetli bir yönetim şeklidir. Mümkünse fazla kilolardan kurtulmak,
alkol alımının sınırlanması, sigaradan uzak durulması, Akdeniz diyeti gibi
dengeli beslenme şekli, stres ve kaygıdan uzak yaşama ve cinsel partner ile
doğru bir iletişim olmazsa olmazdır.
İşin tedavi kısmında ise asıl
problemin ne olduğuna göre yapılacak işlemler de değişmektedir.
Örneğin en sık görülen cinsel
işlev bozukluklarından olan erken
boşalma sorunu doğru bir kaygı yönetimi ve destek olarak verilecek kimi
ilaçlar ile tedavi edilebilir. Yıllardır kullanılan kimi antidepresan ilaçların
yanında son zamanlarda sadece bu sorun için üretilmiş ve yalnızca ilişki öncesi
kullanılan yeni nesil ilaçlar elimizi oldukça kuvvetlendirmiştir. Ayrıca boşalma
süresinin uzatılması için lokal anestezik bazı kremler ve spreylerin kullanımı
da oldukça popülerdir.
EREKTİL DİSFONKSİYON TEDAVİSİ
Konu erektil disfonksiyon yani sertleşme
sorunu olduğunda tedavi şeması daha farklıdır. Hastanın yaşı ve ek sağlık
sorunları göz önüne alınarak basamaklı bir tedavi yaklaşımı şuan tüm dünyada
kabul görmüş vaziyettedir. Birinci basamak tedavide yaşam tarzı
değişikliklerine ek olarak düzenli veya ihtiyaç halinde PDE5i ilaçlar alınması ve penise uygulanacak şok dalga tedavisi (ESWT) yer
almaktadır. Bazen bu iki tedavinin birlikte uygulanması da gerekebilmektedir.
Doğru hasta seçimi ile hastaların çoğu birinci basamak tedaviden fayda
görürler.
ENJEKSİYON VE MUTLULUK ÇUBUĞU
Ancak kimi durumlarda işler biraz
daha zor olabilir ve hastanın kendi penisine ilişki öncesi yapacağı enjeksiyonlar ikinci basamak tedavide
yer almaktadır. Bu yöntem bazı hastalar için uygun olurken bazıları için
maalesef çok uygulanabilir olmamakta ve uzun dönem sürekliliği sorun
olabilmektedir. Sertleşme sorununun tedavisinde son basamakta ise bir cerrahi
ve kalıcı yöntem olarak sertleşmenin yapay olarak sağlandığı penil protez (mutluluk çubuğu) ameliyatları
vardır. Günümüz teknolojisi ile doğal olana oldukça yakın olan 2 veya 3 parçalı
penil protez seçenekleri ile hastalar ömür boyunca istedikleri anda istedikleri
kadar sürecek bir sertleşme deneyimi yaşayabilmektedirler.
İlk anda tedavi maaliyeti yüksek
görünse de uzun dönemde alınacak diğer tedaviler ile karşılaştırıldığında penil
protezler, doğru hasta seçimi ile çok daha avantajlı olabilmektedir.
Diğer bir cinsel işlev bozukluğu
olan istek azlığında ise altta yatan
etken erkeklik hormonu (testosteron) eksikliği veya endişe, depresyon, korku
gibi psikolojik bir neden olabilir. Bu durumda ya hormon takviyesi ya da işin
uzmanı olan bir psikiyatri doktoru ile planlanan psikolojik terapiler tedavide
başarı sağlayacaktır.