Tepe Reklamı3

Daha Nice Bayramlara



Eklenme Tarihi: 19/08/2019

Sevgili okurlar Kurban bayramının arkasından sizlere merhaba,

 Birkaç gün önce tüm Müslümanlar olarak bizler kurban bayramını kutladık.  Kurban ayı Yaratıcı ’ya farklı bir yaklaşımla, farklı bir ibadetle merhaba dediğimiz mübarek günlerden biridir. Bu bayramın gelişi ve gidişi sizde bilmem ama bende neler uyandırdı sizlerle paylaşmak istedim.

   Karşıdan tarafsız baktığımızda yüzyıllardır adet olmuş şeyleri yapıyoruz kimine göre. Kadınlar günler öncesinden bayram temizliğine başlıyor ve tüm günlerini temizlikle geçiriyor. Bilinçli olan her fert ise oruçla dua ile gelen güzel bayrama merhaba diyor. Sonra da kurbanlar satın alınıyor ve tatlılar tuzlular hazırlanılıyor veya satın alınıyor. Bayram hazırlıkları birçok alanda bu şekilde gerçekleşiyor.

Kimine göre de biz hayvanları keserek kötülük yapıyoruz. Oysa onun kanı ve eti Allah’a ulaşmıyor. İnsanlar arasında dostluğu kardeşliği bir daha tesis ediyor ve ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını görerek gönül yapıyor. Elbette bütün bunlar kimseyi incitmeden yapıldığında yerine ulaşıyor.

    Bayram namazı ve arkasından kurban kesimi gerçekleşiyor. Arkasından dost, akraba ziyaretleri ile insani yönümüz ön plana çıkıyor. Dargınlar barışıyor ve birlikte yenilen yemeklerin tadı başka oluyor. Bizi biz yapan dini bayramları güzel davranışlarımızı ortaya koymak en kıymetli zamanlar olduğunu bir kez daha gönlümüzde hissediyoruz.

   Kimine göre de bayram tatil yapmak dinlenmek adına fırsatlar sunuyor ve hemen güneyden kıyı kentlerden tatil yerleri ayrılıyor. Herkes kısaca hayata hangi renkli pencereden bakıyorsa ona göre bir yaşam tarzı seçiyor. Bize göre ise kurbiyet nedir anlamak için bir fırsat daha veriliyor her bayram. Bu bayram ve her bayram kendimize dönmemiz ve teslim olmamız için yeni bir şans olarak bize sunuluyor. Tabii neye nasıl inandığınızla da ilgili bu yazdıklarım.

 Umuyorum ki sizlerde kurban bayramında gönlünüzce dokuz günlük bir yaşam geçirdiniz inşallah. Doğumla ölümün kol kola olduğu, acı ile tatlının iç içe yaşandığı şu dünyada Allah ülkemizi ve tüm inanan gerçek Müslümanları inşallah gerçek bayramlara ulaştırsın.

  Gelişmekte olan bir ülkenin fertleri olarak özellikle coğrafi ve jeopolitik yapısından dolayı öyle bir ülkedeyiz ki oyunun bini bin para. Tüm olumsuzlukları birkaç gün arkamızda bırakıp kurban olmak, kurban kesmek nedir diye düşünmeden edemedim. Ve kurbanı niçin keseriz diye cevap aradım. Benim hislerime tercüman olan Sayın İsmail Dinçer Efendi’ye buradan teşekkür ederim. Yazdığı ve face paylaştığı yazısı ile kendileri kurban olmanın Allah’a yakın olmaktan geçtiğini, kötü özelliklerimizin nefsimizden kaynaklanan olumsuz hallerimizi bırakıp Allah’a hakiki kul olmamız gerektiğini ayetlerle vurguluyor. Allah razı olsun. Bizler gerçekten bu bayramda Nasuh tövbesi ile tövbe edelim. Kul hakkı yemeyelim. Devletin idaresinde isek ve haram helal bize farklı değil ise; milletin malını yemekten elimizi çekelim. Kadın ve çocuklarla ilgili bir alanda işimiz varsa ve biz bunlara faydalı olalım. Etrafımızda zarar verenler varsa, çocukların ve kadınların önce insan olduklarını hatırlayarak onları layık oldukları tarza bir hayata uğurlayalım bu konuda gerekeni yapalım. Mesela; yetim yurtlarındaki çocuklar için daha çok ailelerle ama iyi ailelerle buluşmasını sağlayalım. Evimizde eşimiz ve çocuklarımız varsa onları en güzel şekilde sevgiyle kuşatalım. Öğretmen isek, öğrencilerimizi sadece para kazandığımız bir mesleğin parçası saymayalım. Gelecek nesilleri, kendi çocuğumuz gibi görüp bize ve çocuğumuza yapılmasını istediğimiz eğitimi verelim. Manavsak, en güzel sebze ve meyveleri halkıma sunalım. Hangi işi yapmamız önemli değil, hepimiz birimiz için olalım. İşte o zaman bayram o bayram olur.

  Ülkemiz güzel günler görsün diyorsak azgınlıktan, sapkınlıktan, ülkeye zarar veren her türlü eylemden uzaklaşmadıkça başımıza her türlü belanın kötülüğün geleceğini unutmayalım. Elimizle yaktığımız bir kötülük ateşi gün gelir bizi de saracağını aklımızdan çıkarmayalım. Bir küçük karıncanın bile zarar görmesini istemeyelim ki aydınlığa çıkalım. Devletimizin arkasında duralım. Kişiler gelir geçer ama devlet bakidir. Bu devlet daha nice yüzyıllarca bu topraklarda hüküm sürecektir, sürmelidir. Ne diyor Atamız. “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır”. Birbirimize saygı sevgi ve anlayışla yaklaşalım. Partizanlıkla, adam kayırmakla işi ehline vermez isek kul hakkına girdiğimizi asla unutmayalım. Bizler adil ve haksever olduğumuz sürece bu vatan sağlam ve dik durur. Kimse yıkmaya cesaret edemez. Allah aziz Türk milletini daima korusun ve kollasın. Hepimizin birbirine ihtiyacı hep olacaktır.  O yüzden karakteri düzgün, aklı başında ve hep iyilikten güzellikten yana olalım. Bizler haksever ve vatansever olarak iyiliği güzelliği o zaman hak ederiz. Allah bu millet için çalışan tüm fertlerimizden razı ve memnun olsun.

Halka hizmet Hakka hizmettir bunu daima aklımızda gönlümüzde yüreğimizde yaşatalım. Kul hakkının yenmediği herkesin hakkının saygı ile sevgi ile verildiği toplumlar mutlu, müreffeh, aydınlık yarınları hak eden toplum olarak dünyada yerini alır. Bizler hapishaneleri kapatan kütüphaneleri çoğaltan bir millet olalım. . Zira hapishanelerin çok olduğu değil, kütüphanelerin çok olduğu bir toplum gerçek bayramı yaşar. Hizmetlerin boşa gitmediğini barıştan yana olan Peygamberimize ve bize devletimizi emanet eden kurucumuz Mustafa Kemal’e ve de bu topraklar için şehit olanlara layık olalım.

 Nice gerçek bayramlarda buluşmak üzere…

Semiray S.Daylan