Merhabalar, iyi bir haftalar diliyorum efendim.

Ne kadar iyi bir morale sahip olmasak, şehitlerin acısı yüreğimizi dağlamış olsa da vatan söz konusu olduğunda tüm kelimeler kifayetsiz geliyor kulağıma. Aklım; vatanımızın değeri ve önemi konusunun her şeyin üzerinde olduğunu hatırlatıyor. Çünkü vatansız bir millet düşünülemez. Özgürlüğümüzü ancak vatan varsa bilebiliriz. Öteki türlü, bir başka ülkede hep bizler ikinci sınıf vatandaş konumunda kalırız. Öyleyse bize düşman olanlara hiçbir zaman fırsat vermeyeceğiz.

Canlar bizim düşmanımız bitmez. Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki yüzyıllardır ne savaşımız bitmiş ne düşmanımız. Çünkü bu bölge hem jeopolitik anlamda çok önemli hem de tarihi ve coğrafyası ile eşsiz. Bu yüzden nice yiğitleri yüzyıllardır yaşadığımız coğrafyada kanı ile canı ile toprağa sarmışız acımızı yüreğimize gömüp önce vatan demişiz. Türk insanının ve ülkemizin öneminden dolayı düşmanı çok; bunu görmemek mümkün olmadığı için artık özümüze kendi benliğimize dönüp sahip çıkarak elele ve dirlik içinde sorunların üzerinden gelmek zorundayız.

 Yüzyıllar öncesine gidiyorsunuz bir de önünüze Çinliler ve Çin seddi geliyor. Hâlâ şu asırda Uygurlara yaptıkları da dillerde, gönüllerde bir acı yara ayrıca. Bu arada peki neden kurdurulmuş Çin seddi? Türklere çatıkları savaş sonucu artık, akıncı Türklere engel olmak istemişler. Biz özgürlüğünü, namusunu, şerefini, vatanını her şeyin üzerinde tutan ve bunun için canını feda etmekten geri durmayan bir milletin çocuklarıyız. Ve Çinlilerle savaşlarımız yüzyıllar sürmüş. Her defasında bizi içerden yıkmayı denemişler ve bu konuda da başarılı olmuşlar maalesef.

Anadolu’da da değişen bir şey olmadı gördüğünüz gibi biz yine yüzyıllarca bu topraklarda; Avrupa’nın içlerine kadar Kuzey Afrika’da Kafkaslarda Suriye’de ırakta Arabistan yarımadasında 400 ile 600 yıl arasında at koşturduk. Savaşlar yaptık. Adaleti insanlığı temizliği öğrettik. Ve bu diyarlarda binlerce yüzlerce güzel yiğitlerimizi toprağa gömdük. Bugün geldiğimiz noktada şehitlerin kanları ile sulanmış nice diyarları da yanlış politikalar yüzünden kaybettik. Şimdi elimizdeki bir avuç toprağı emperyalistler ellerindeki maşaları ve kuklaları ile elimizden nasıl alırımın hesabını yapıyorlar. Bu oyunun aslı Sevr antlaşmasının gerçekleştirilmemesidir. Mustafa Kemal’in milleti ile elele vererek cumhuriyeti kurması onların hayallerine kezzap dökmüştür. Ancak onlar davalarından hiçbir zaman vazgeçmediler. Bunu böylece biliniz. Atalarımız boşuna su uyur düşman uyumaz demediler.

Ne diyor Mehmet Akif;

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda

Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda

Canı cananı bütün varımı alsın da Huda

Etmesin vatanımdan beni dünyada cüda.

Bizim her birimiz kadın olsun erkek olsun bu vatan için canını verecek moral ve manevi güce sahiptir. diye düşünüyorum. Çünkü her olayda ve  en son 15 Temmuzda halk kendini ispatladı. Bunu hesap edemiyorlar mı bilemiyorum biz Türkler zor günlerde birlikte olmayı çok iyi biliriz.  O yüzden bu günler bizim birlik beraberlik içinde olmamız gereken önemli günler. Bugün İdlib ve Libya meselesi artık bizim için ülkenin bekası ile ilgili. Kaybetme lüksümüz yok.

Rahmetli iki insanı bu tür konularla ilgili yıllar önce dinlemiştim. Biri Mahir Kaynak diğeri Sayın Necmettin Erbakan’dı. Seversiniz sevmezsiniz ama doğru tespitleri vardı. Mahir bey değerli bir istihbarat başkanı idi ve bir açıklamasında “Afganistan Irak, Suriye, İran sonra Türkiye “demişti. Erbakan ise Suriye söz konusu olduğunda arkası Türkiye’dir demişti. Olaya duygusal değil akıl ve mantık çerçevesinde bakmak lazım. Suriye üstelik 1918 yılına kadar bizimdi. İngilizlerin biz her cephede kazandığımız halde Almanlar yenilince ellerimizden aldığı değerli topraklardı. Şimdi içinde Ruslar, İranlılar ve Amerikalılar kol geziyor. Petrol olan bölgeleri paylaşma derdindeler

Bu güne kadar gelen göç dalgası ve son günlerde Hatay meselesini Ruslar tarafından boşuna dillendirilmiyor. Ben ne siyasal bilimciyim ne de devlet yetkilisiyim ancak iyi bir gözlemci ,iyi bir tarih okuruyum Bu yüzden böyle bir yazı yazmayı bir vatansever ,emekli öğretmen  ve babasının dizinin dibinde, devlet ve dünya siyasetinin konuşulduğu ortamlarda yetişen biri olarak yazıyorum. İki evladım da Allah’ın izni ile siyasal bilimci olarak okullarından mezun oldular.Yetişirken onlarda bu havayı solumuş genç insanlardır.Bizler ülkesini seven ve onun gölgesinde yaşamayı şeref kabul eden bir ailenin fertleriyiz.

Vakit birlik ve dirlik zamanıdır. Çünkü geleceğimiz söz konusu.

Bir de çocukluğumda hiç aklımdan çıkmayan bir şey hatıram var. Onu sizinle paylaşmadan geçemeyeceğim. Büyük annemlerin Kırım Tatarı olduğunu bizzat annem söylerdi. Bunu kuvvetlendiren bir anıdır bu. Misafir odasının giriş kapısının üstünde şu dörtlük vardı.

Ayıdan post olmaz.

Rus’tan dost olmaz.

Sırrını söyleme dostuna

O da saman doldurur postuna.

Dostun da söyler dostuna

Sanırım buna bir de şunu eklemek lazım. “Türklerin Türk’ten başka dostu yoktur” diyerek Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimize de sağlıklar dilerim. Zor günlerden geçiyoruz. Allah ülkemizi koruyan askerlerimizin yardımcısı olsun. Bu Ortadoğu’da Yeni planların sonucudur. Bu yüzden tekrar  birlik ve dirlik zamanı diyor ve sözü bitiriyorum. Hayırla kalın efendim

3/3/2020 Bursa Orhangazi